3 Nisan 2015 Cuma

Symbolism:



* Simgecilik olarak da adlandırılan bir edebi akımdır.

* 19. yüzyılın sonlarında Fransa’da ortaya çıkmış ve 20. yüzyıl edebiyatını önemli ölçüde etkilemiştir.

* Bireyin duygusal yaşantısını dolaysız bir anlatım yerine simgelerle yüklü ve örtük bir dille anlatmayı amaçlar.

 * Farklı anlamlara gelen ya da farklı öğeleri simgeleyen çeşitli sembollerin kullanımıdır.

* 1870 yılına doğru Fransa ve Belçika’da natüralizme ve parnasse akımına bir tepki olarak ortaya çıktı.

* Dış dünyanın görüntülerini so­mut nesnel gerçeklikleriyle değill, bu görüntülerin sezgilerinden, yansıyan nitelikler aktarılır.

* Sembolizm, geleneksel Fransız şiirini hem teknik hem de tema açısından belirleyen katı kurallara bir tepki olarak başladı.

* Sembolistler, şiiri açıklayıcı işlevinden ve kalıplaşmış bir hitabetten kurtarmayı, şiirle insanın yaşantısındaki anlık ve geçici duyguları betimlemeyi amaçladı.

*Sembolistler, dile getirilmesi güç sezgi ve izlenimleri canlandırmaya, şairin ruhsal durumunu ve gerçekliğin belirsiz ve karmaşık birliğini dolaylı biçimde yansıtacak özgür ve kişisel eğretileme ve imgeler aracılığıyla varoluşun gizemini aktarmaya çalıştılar.

Carlos Schwabe:

* Alman ressamdır.

* Genelde mitolojik temaları vardır.                                                                              
* Kadın önemli resimlerinde, bazen acıyı ölümü bazense yaratıcılığı yol göstermeyi temsil eder.

2 Nisan 2015 Perşembe

Futurism:



* 20. yüzyılın başlarında İtalya'da orataya çıkmış bir sanat akımıdır.

* Bu akımın öncüsü ve şefi İtalyan şair, romancı, oyun yazarı ve yayın yönetmeni Filippo Tommaso Marinetti'dir.

* Marinetti’nin 1909’da Paris’te "Le Figaro" gazetesinde yayımladığı manifesto futurisita (Fütürizm Bildirisi) gelecekçiliğin manifestosu oldu. Bildiride, "Bizler müzeleri, kütüphanelerin yerle bir edip ahlakçılık, feminizm ve bütün yararcı korkaklıklarla savaşacağız" deniyordu. Bu geçmişin bütünüyle reddi demekti. Aynı bildiride, "Biz dünyadaki gerçekten sağlıklı tek şeyi, yani savaşa ve ölüme götüren güzel düşünceleri yüceltiyoruz" sözleri, siyasal alanda o dönemde gelişen faşizmden yana bir tavrın da açık göstergesiydi.

* Süratin üstünlüğünü iddia ve ilan eden Marinetti, bir yarış arabasının Samothrake zaferi (Yunan heykeli)nden daha güzel olduğunu ve buna ek olarak da: "Mutlak içinde yaşıyoruz, çünkü "her yerde hazır ve nazır olan" edebi sürati biz yarattık" demiştir.

* Gelecekçiliğin kurucusu Marinetti, Avrupa’da birçok yazarı etkiledi.

* Rusya’da Velemir Hlebinikov ve Mayakovski gelecekçiliğe yöneldi. Rus gelecekçiler kendi bildirgelerini yayınladı.

* Puşkin, Tolstoy, Dostoyevski reddedildi.

* Şiirde sokak dilinin kullanılması istendi.

* 1917 Ekim devriminden sonra da gelecekçi akım güçlendi.

* Mayakovski’nin ölümüne kadar etkisini sürdürdü.

* İtalya’daki gelecekçiler ilk şiir antolojisini 1912’de yayımladı. Gelecekçilik faşizm ile özdeşleşti. Ve 1920’lerin ortalarına doğru etkisini yitirdi.

* Eserlerinde mantıklı cümleler kurmayı reddeden gelecekçilerin parolası, "sözcüklere özgürlük"tü. Ezra Pound, D. H. Lawrence ve Giovanni Papini de bu akımdan etkilenen yazarlardır.

* Cobo Futurism 1913 yılında itibaren Rusya'da Kübizm'e etki eden ve gelişteren, Rus Fütürizmi'nin temel okuludur.

* Cubo-Fütürizm Kübizm'in formları ve Fütürizm'in dinamikliğini esas almıştır.

* Kazimir Malevich tarzı geliştiren kişidir ve bu tarzı 1912'de imzalanan fakat 1913 yılında yapıldığı bilinen "The Knife Grinder" isimli eserinde görülebilir. Fakat Kazimir Malevich Suprematizm olarak adlandırılan ve objektif olmayan bir tarz benimseyerek bu tarzı reddetmiştir.

Carlo Carrà:

* İtalyan ressamdır.

* Bölmeciliğin izini taşıyan natüralist bir resim anlayışını benimsedikten sonra, 1910’dan başlayarak fütürist harekete katılmıştır.
* Güçlü ve dinamik bir kurgusu olan tuvallerinde, duyumlarla imgelerin eşzamanlılığını kübizmin öğeleriyle birleştirdi.

* Ne var ki, eski ustaların yapıtlarını incelemesi, sonra da 1916'da Giorgio de Chirico ile karşılaşması, onu metafizik resim anlayışına bağlayabilecek çalışmalara yöneltti.

* Kapalı perspektifler ve mankenler, yerini 1920'den başlayarak figürlü kompozisyonlara, deniz manzaralarına ve kesin hatlarla çizilmiş, şiirsel manzara resimlerine bıraktı.

Die Brücke:







*  Dresden'de 1905'te kurulan Alman dışavurumcu sanat topluluğudur.

* Kurucu üyeleri; Fritz Bleyl, Erich Heckel, Ernst Ludwig Kirchner ve Karl Schmidt-Rottluff olan topluluğa sonradan katılanlar ise; Emil Nolde, Max Pechstein ve Otto Mueller'dir.

* Bu akım, sanatla yaşam rasında bir yakınlık kurmayı amaçlar.

* 20. yüzyılda ortaya çıkan modern sanatın gelecekteki gelişmelerine temel oluşturan bu akım, dışavurumculuk akımını yaratmıştır.

* Natüralist olan yüksek anahtarlı renk ile aşırı duygu ifadeler paylaşıldı.

* Die Brücke yaygın geleneksel akademik tarzını kaçınmak ve geçmişle bugün arasında bir köprü oluşturacak sanatsal ifade, yeni bir mod bulmak amaçlanmıştı.

* Kendi ulusal mirasın olumlama parçası olarak, onlar eski medya, özellikle canlandırdı gravür baskılar , grup canlı renk, duygusal gerilim, şiddet görüntüleri ve bir etkisi dayalı ortak bir tarz geliştirdi.

*  İlk kentsel konu üzerine yoğunlaştı sonra, grup Mueller tarafından düzenlenen seferler Güney Almanya'ya cesaret ve daha nü ve kırsallığı görüntüleri üretti.

* Onlar ilk geleneksel olarak baskıresim Linolyumu icat etti.

Les Fauves Önemli Eserleri VE Temsilcileri


André Derain , Portre Studio 1903, yılında Avustralya Ulusal Galerisi , Canberra, Avustralya


Henri Matisse , Les de Collioure toits , 1905, tuval üzerine yağ, Hermitage , St. Petersburg, Rusya


Kees van Dongen , Büyük Hat ile Woman 1906


Georges Braque , 1906, L'Olivier près de l'Estaque (l'Estaque'de yakın Zeytin ağacı). Bu sahnenin en az dört sürümleri biri çalındı, Braque tarafından boyandı Musée d'Art Moderne de la Ville de Paris Mayıs 2010 ayı boyunca


Jean Metzinger , 1907, Paysage coloré aux oiseaux aquatique , tuval üzerine yağlıboya, 74 x 99 cm, Musée d'Art Moderne de la Ville de Paris


Charles Camoin , La Petite Lina 1907, tuval üzerine yağlıboya, Le Musée Cantini, Marsilya


Maurice de Vlaminck , Chatou, Seine Nehri, 1906, Metropolitan Sanat Müzesi

Les Fauves:

                                                



* 1898-1908 yılları arasında Henri Matisse tarafından Fransa'da geliştirilen bir sanat akımıdır.

* En önemli özelliği, tüpten çıkmış gibi çiğ ve bağıran renklerin doğrudan kullanımıdır.

* Matisse, Derain ve Vlaminck'in Paris'te açtıkları bir sergide ilk kez duyulmuştur. 1905 yılında gerçekleşen bu sergi, modern resme birçok katkıda bulunmuştur.

* Sergiye gelenler daha önce hiç karşılaşmadıkları bir anlatımla karşılaşmışlardır. Tuval üzerine sürülmüş doğrudan renkler, bozuk perspektif gelenleri şaşırtmıştır.

* Ünlü eleştirmen Louis Vauxcelles bu gruba "Les fauves" (vahşi hayvanlar) olarak hitap etmiştir. Akım adını buradan alır

* Fovizm'de görsellik ön plandadır.

* Vincent van Gogh ve Paul Cezanne'dan, Seurat'ın Puantilizm'inden etkilenmişlerdir.

* Noktalarla boyama stili, yerini; düz motifler halinde özgürce uygulanan, çarpıcı saf renklere, geniş kesik fırça darbelerine bırakmış olsa da renk uyumu merkezli bir akım olmuştur.

* Derain'in "Renk için Renk" ideali böylece somutlaşmış, artık bir nesne kendi parlaklığını yaratabilirdi.

* Akımda ilham kaynağı olan önemli unsurlardan biri, Güney Fransa'daki Collioure şehridir.

Henri Matisse:

* 20. yüzyılın en önemli ressamlarındandır.

* Renkleri büyük bir ustalıkla kullanışıyla Picasso ve Kandinsky ile birlikte, modern sanatın en büyük sanatçılarından biri kabul edilir.

* 1900 - 1904 yılları arasındaki dönemde, Cezanne’ın Mattisse üzerinde kesin bir etkisi vardır.

* Matisse, bu sırada sergilere de katılmaktaydı; 1903’de Salon d’Automne’a (Sonbahar Salonu) resim verdikten sonra 1904 yılında Vollard’ın galerisinde ilk kişisel sergisini gerçekleştirdi.

* Cezanne, Van Gogh, Picasso ve modern sanatın öncüsü sayılan daha birçok sanatçıya henüz tanınmadan sahip çıkan Vollard’ın galerisinde sergi açmak, en azından kısıtlı fakat öncü bir sanat ortamının ilgisini uyandırmış olmalıdır.

* Derain, Vlaminck ve Marquet ile birlikte, 1905 Paris Sonbahar Salonu sergisine katıldı.

* Bu sanatçı grubunun birbirine paralellik gösteren çalışmaları, şiddetli bir halk tepkisinin oluşmasına neden oldu ve eleştirmen Louis Vauxcelles bir yazısında onları pervasız renk seçimleri nedeniyleFauves (Vahşiler) olarak niteledi.

* Bu tanımı kabul ederek kendilerine Fovist diyen sanatçılar, resimlerinde rengi temel unsur olarak kullanıyor ve saf rengin ifade gücünden yararlanmayı amaçlıyordu.

* Eleştirilerin hedefinde Matisse ve özellikle de onun Şapkalı Kadın adlı resmi yer aldı.

*  Halkın ve tutucu sanat çevrelerinin tepkisini çeken bu resim, dönemin avangart sanatına ilgi duyan Stein’lar (Michael) tarafından satın alındı.

* Matisse’in en sabırlı modeli olan karısı Bayan Matisse, onun bir diğer erken dönem başyapıtına da konu oldu.

* 1905 yılında tamamlanan Bayan Matisse:Yeşil Çizgi saf, yalın renkli düzlemlerle kurgulanmış kompozisyonuyla, sanatçının üslup eğilimini ortaya koymaktadır.

* Bu resimden kısa bir süre sonra Yaşama Sevinci adlı büyük boyutlu yağlıboya çalışmayı gerçekleştirdi.

* Bu resimde, belirgin kontürlerle sınırlanmış nesne ve figürler, saf renklerle tanımlanmıştır.

* Matisse’in sanatının ana izleği, resimleri aracılığıyla yaşama sevincini yansıtmaktır ve bu doğrultuda renk, ışık ve resmin konusundan yararlanmayı amaçlar.

* Yaşama Sevinci, 1906 yılında Salon des Indépentants’da sergilendi ve yine tepkileri üzerine çekti.

* Paul Signac bile onun yanlış yönde ilerlediği görüşündedir.

* Matisse sadece çinilere değil, doğu halılarına da ilgi duymuştur.

* Doğu halılarındaki dekoratif unsurlar, saf renkler, soyut biçimler ve düzeyler önem taşımaktaydı.

* Matisse’in resimlerindeki iki boyutluluk ve dekoratif unsurların artan önemi Gauguin’in 19. yüzyıl sonunda ortaya koyduğu tavrın bir devamı niteliğindeydi.

* 1911 ve 1912 kış aylarını Fas’da geçiren Matisse, bu coğrafyanın ve iklimin etkisiyle daha canlı ve ışıklı renkler kullanmaya başladı.

* Ancak 1914 yılında I. Dünya Savaşı’nın patlak vermesi sanatında yepyeni bir evreyi gündeme getirdi.

* Resimlerinde biçimler giderek soyutlaşırken renkler koyulaşmaya ve siyah gölgeler artmaya başladı.

* 1914 tarihli Notre-Dame Görünümü ve Collioure’da Fransız Penceresi bu dönemin başyapıtları olarak gösterilir.

* Matisse hayatının son dönemlerinde kesilmiş renkli kâğıtlarla gerçekleştirdiği çalışmalara yoğunlaştı.

* 1952 tarihli Mavi Nü bu eserlerden en tanınmış olanıdır.